15 Ağustos 2013 Perşembe

Galiptir Bu Yolda Mağlup!

Modern futbolu çekici kılan özelliklerinden birisi olan takımın özellikle kendi rakiplerine karşı skor avantajını farklı kazanması olsa gerek.Bunun tabi birçok örneiğini Avrupa'da görebiliyoruz.Takımlar ezeli rakibine karşı bir maçı 8-2 yenebiliyorken diğer maçı ise 5-0 kaybedebiliyor.Gelelim ağzımda ki baklaya..

Türk futbolunun belki de en büyük sorunlarından birisi '' doymaktır . '' Rakibi karşısında öne geçmesine rağmen psıkolojik olarak kendini geri çekip skoru koruma düşüncesi daha hakim olmuştur.2 Yıldır Türkiye ligini domine eden Galatasaray bile en farklı galibiyetini 14.01.2012 yılında kendi sahasında Karabük karşısında (5-1) almıştır.Takımın kimyası oyuna bakışı ve genel oyuncu profili olarak ligin en formda takımını ön plana çıkarırsak genel bir küçümseme olduğu aşikar.Bizlerin de artık bu durumdan sıkılıp '' iki gelsin iki,iki gelsin iki,sikicem böyle işi.. '' dediği kısıma daha sonra gelicem.Karşı tarafta bu durumdan sıkılıp artık ne olacaksa olsun dediği zaman istenilen pozısyonlara rahatlıkla girebiliyorsunuz ancak o zaman da laubali şekilde skorunda kendinizde olmasını düşünerek cömertce pozısyonları harcıyorsunuz.Bunu yapmayın! Futbolda rencide gibi bi durum söz konusu olamaz,olmamalı.. Lincoln topu sektirebilmeli,Alex beşlik atıp gülebilmeli,Drogba sırtında rakip futbolcuyu taşımalı.Bunlar futbolun güzelliğidir,ayıplanacak birşey asla değildir.Farklı mağlubiyetleri hazmedemeyip '' ayıp,günah,yazık '' gibi terimler ile açıklamaya çalısmak sizi yükseltmez tam aksine daha çok küçültür.2011 yılında Man UTD-Arsenal arasında oynanan karşılaşma da Unıted rakıbını 8-2 gibi hafızalardan silinmeyecek bir skorda galip etmeyi başarmıştır.Burada aslında tartışacağımız iki konu olmalı.Tabela futbolu,Tebela taraftarı;



Tabela futbolu skora bağlı olarak oyuncuların özgüvenini arttırdığı gibi karşı takımda oluşan psıkoloık etkenlerıde bozmaya çalışmaktadır.Oyuncular,teknık ekip hatta klup yonetımı değişsede o skor oradan hiçbir zaman silinmeyecek ve her oynanan maçtan önce bu durumu diğer oyuncılar diğer teknık ekip diğer klup yonetıcılerı gozden geçırecektır.Daha ıyı mı olacağız ? yoksa daha mı az yiyeceğiz ? :)

1 gol olsun bizim olsun devri eskilerden kalma bi terim olsada bunun dezavantajlarını yıllarca hem Avrupa'da hem de sınır katsayısı yuksek maçlarda yaşadık.3-0 da 3 puan 6 -0 da 3 puan ve ne yazık kı 1-0 da üç puan.Yalnız yanıldığımız noktada burası aslında.Oyunun akışına bağlı olarak bulduğunuz goller skoru etkileyebilir,lakin kafanızda oluşturduğunuz ve bunu yenemediğiniz durumlarda yukarıda da bahsettiğim gibi skoru koruma psıkolojısı bence teknık adam tarafından öğrencı veya oyuncusuyla özel olarak görüşerek aşılabilecek bir sorundur.Daha sonra başınızın ağrımasından iyidir..

Tabela taraftarı ise alınan farklı galibiyetin ardından tüm yanlışların üzerinden geçip sadece artıları görme ve rakip takım taraftarını küçük düşürmeye çalışmaktır.Bu tip insanları ülkemizde oldukça fazla görmekteyiz.Alınan mağlubiyetin ardından bile daha önce o skoru hatırlayıp onunla yetınmek kadar aciz bi durum olamaz.Bu sevdiğin birini kaybettikden sonra başkalarının yerını doldurabileceği gibi bi durum olsa gerek.Allah o kitleye akıl ve fikir versin işleri oldukca zor..

1 gol olsun bizim olsun devri eskilerden kalma bi terim olsada bunun dezavantajlarını yıllarca hem Avrupa'da hem de sınır katsayısı yuksek maçlarda yaşadık.3-0 da 3 puan 6 -0 da 3 puan ve ne yazık kı 1-0 da üç puan.Yalnız yanıldığımız noktada burası aslında.Oyunun akışına bağlı olarak bulduğunuz goller skoru etkileyebilir,lakin kafanızda oluşturduğunuz ve bunu yenemediğiniz durumlarda yukarıda da bahsettiğim gibi skoru koruma psıkolojısı bence Teknık adam tarafından öğrencı veya oyuncusuyla özel olarak görüşerek aşılabilecek bir sorundur.Daha sonra başınızın ağrımasından iyidir.

'' Atabildiğiniz kadar gol atın ''

Asıl felsefe edilmesi gereken bu söz.Fatih Terim tarafından milli takım veya yönettiği kluplerın soyunma odasında en çok kullanılan cümle.Atın abi.. karşınızda ki kim olursa olsun.Acımak diye bır durum söz konusu dahi olamaz.Soyunma odasında ki o sinerjı sahaya net olarak ne kadar yansıdığını gormek ıcın ılk once oyuncularınızı motive etmeniz gerek ki bunun neredeyse kitabını yazan bir teknik adama sahibiz çok şükür.Peki ya aksi durum söz konusu olsaydı misal olarak Man UTD oyuncularının Türk futbolcu mentalitesi ile düşünüp maçtan sonra geçecek muhabbetleri bi gözden geçirelim.

Rooney: beyler iyi oynadik net galibiyetti.
Giggs: harbi pazar gunu iyi oldu. eve gider behzat c izlerim yatar uyurum.
Ferdinand: he la ben de izlerim. sabahi pazartesi maas da yatar. 150.000 temiz.
Welbeck: himmet agabey, bizim maaslar da yarin mi yatacak?
Vidic: tabi ogluum, sabaha ali riza abinize gidip maaslarinizi alin. hatta sorun bankada burda ali riza denen pezevenk varmis diye.
Ferdinand: eheehe.

Kesinlikle Türk insanının mantığı ve konuşma tarzını yadırgamıyorum ancak kabul etmemiz gerekir ki aksan konusunda inanılmaz gerideyiz ve bu durum karşımızda ki özellikle Avrupa deneyımı yaşamış yabancı oyuncları oldukça şaşırtmakta.Yazının tamamını neredeyse EPL (İngiltere Premier League) ile kıyasladım gibi gözüksede ekol olarak örnek alınabilecek tek ülke futbolu olduğunu düşünmekteyim.

Bize kaliteli bir sinema filmi izler gibi futbol izlettiren lig. gerçekten premier, gerçekten lig.Eskilerin deyimiyle, temaşa eyliyoruz efenim bünyesinde ki tüm kulüplerin oyun tarzını.Futbol bir sanatsa premier league dünyanın en büyük sanat atölyesidir.Seyirci ve taraftar kalibresi olarak farklı yönlerimiz bulunsada ortak noktanın Futbol'a olan tutku olması birgün onlar gibi olabileceğimizin umududur.

Yazımın sonunda kurucumuz olan Ali Sami Yen'in kuruluş amacımızı açıklayan belki de bütün yazının özetini anlatan o sözü yazmak gerekir ;

'' Maksadımız İngilizler gibi toplu bir hâlde oynamak, bir renge ve bir isme mâlik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek. '' PS:Farklı yenersek tadına doyulmaz :)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder