Modern
futbolu çekici kılan özelliklerinden birisi olan takımın özellikle kendi
rakiplerine karşı skor avantajını farklı kazanması olsa gerek.Bunun tabi birçok
örneiğini Avrupa'da görebiliyoruz.Takımlar ezeli rakibine karşı bir maçı 8-2
yenebiliyorken diğer maçı ise 5-0 kaybedebiliyor.Gelelim ağzımda ki baklaya..
Türk
futbolunun belki de en büyük sorunlarından birisi '' doymaktır . '' Rakibi
karşısında öne geçmesine rağmen psıkolojik olarak kendini geri çekip skoru
koruma düşüncesi daha hakim olmuştur.2 Yıldır Türkiye ligini domine eden
Galatasaray bile en farklı galibiyetini 14.01.2012 yılında kendi sahasında
Karabük karşısında (5-1) almıştır.Takımın kimyası oyuna bakışı ve genel oyuncu
profili olarak ligin en formda takımını ön plana çıkarırsak genel bir küçümseme
olduğu aşikar.Bizlerin de artık bu durumdan sıkılıp '' iki gelsin iki,iki
gelsin iki,sikicem böyle işi.. '' dediği kısıma daha sonra gelicem.Karşı
tarafta bu durumdan sıkılıp artık ne olacaksa olsun dediği zaman istenilen
pozısyonlara rahatlıkla girebiliyorsunuz ancak o zaman da laubali şekilde
skorunda kendinizde olmasını düşünerek cömertce pozısyonları harcıyorsunuz.Bunu
yapmayın! Futbolda rencide gibi bi durum söz konusu olamaz,olmamalı.. Lincoln
topu sektirebilmeli,Alex beşlik atıp gülebilmeli,Drogba sırtında rakip
futbolcuyu taşımalı.Bunlar futbolun güzelliğidir,ayıplanacak birşey asla
değildir.Farklı mağlubiyetleri hazmedemeyip '' ayıp,günah,yazık '' gibi
terimler ile açıklamaya çalısmak sizi yükseltmez tam aksine daha çok küçültür.2011
yılında Man UTD-Arsenal arasında oynanan karşılaşma da Unıted rakıbını 8-2 gibi
hafızalardan silinmeyecek bir skorda galip etmeyi başarmıştır.Burada aslında
tartışacağımız iki konu olmalı.Tabela futbolu,Tebela taraftarı;
Tabela
futbolu skora bağlı olarak oyuncuların özgüvenini arttırdığı gibi karşı takımda
oluşan psıkoloık etkenlerıde bozmaya çalışmaktadır.Oyuncular,teknık ekip hatta
klup yonetımı değişsede o skor oradan hiçbir zaman silinmeyecek ve her oynanan
maçtan önce bu durumu diğer oyuncılar diğer teknık ekip diğer klup yonetıcılerı
gozden geçırecektır.Daha ıyı mı olacağız ? yoksa daha mı az yiyeceğiz ? :)
1
gol olsun bizim olsun devri eskilerden kalma bi terim olsada bunun dezavantajlarını
yıllarca hem Avrupa'da hem de sınır katsayısı yuksek maçlarda yaşadık.3-0 da 3
puan 6 -0 da 3 puan ve ne yazık kı 1-0 da üç puan.Yalnız yanıldığımız noktada
burası aslında.Oyunun akışına bağlı olarak bulduğunuz goller skoru
etkileyebilir,lakin kafanızda oluşturduğunuz ve bunu yenemediğiniz durumlarda
yukarıda da bahsettiğim gibi skoru koruma psıkolojısı bence teknık adam tarafından
öğrencı veya oyuncusuyla özel olarak görüşerek aşılabilecek bir sorundur.Daha
sonra başınızın ağrımasından iyidir..
Tabela taraftarı ise alınan farklı galibiyetin ardından tüm yanlışların üzerinden geçip sadece artıları görme ve rakip takım taraftarını küçük düşürmeye çalışmaktır.Bu tip insanları ülkemizde oldukça fazla görmekteyiz.Alınan mağlubiyetin ardından bile daha önce o skoru hatırlayıp onunla yetınmek kadar aciz bi durum olamaz.Bu sevdiğin birini kaybettikden sonra başkalarının yerını doldurabileceği gibi bi durum olsa gerek.Allah o kitleye akıl ve fikir versin işleri oldukca zor..
1
gol olsun bizim olsun devri eskilerden kalma bi terim olsada bunun
dezavantajlarını yıllarca hem Avrupa'da hem de sınır katsayısı yuksek maçlarda
yaşadık.3-0 da 3 puan 6 -0 da 3 puan ve ne yazık kı 1-0 da üç puan.Yalnız
yanıldığımız noktada burası aslında.Oyunun akışına bağlı olarak bulduğunuz
goller skoru etkileyebilir,lakin kafanızda oluşturduğunuz ve bunu yenemediğiniz
durumlarda yukarıda da bahsettiğim gibi skoru koruma psıkolojısı bence Teknık
adam tarafından öğrencı veya oyuncusuyla özel olarak görüşerek aşılabilecek bir
sorundur.Daha sonra başınızın ağrımasından iyidir.
''
Atabildiğiniz kadar gol atın ''
Asıl
felsefe edilmesi gereken bu söz.Fatih Terim tarafından milli takım veya
yönettiği kluplerın soyunma odasında en çok kullanılan cümle.Atın abi..
karşınızda ki kim olursa olsun.Acımak diye bır durum söz konusu dahi
olamaz.Soyunma odasında ki o sinerjı sahaya net olarak ne kadar yansıdığını
gormek ıcın ılk once oyuncularınızı motive etmeniz gerek ki bunun neredeyse
kitabını yazan bir teknik adama sahibiz çok şükür.Peki ya aksi durum söz konusu
olsaydı misal olarak Man UTD oyuncularının Türk futbolcu mentalitesi ile
düşünüp maçtan sonra geçecek muhabbetleri bi gözden geçirelim.
Rooney:
beyler iyi oynadik net galibiyetti.
Giggs:
harbi pazar gunu iyi oldu. eve gider behzat c izlerim yatar uyurum.
Ferdinand:
he la ben de izlerim. sabahi pazartesi maas da yatar. 150.000 temiz.
Welbeck:
himmet agabey, bizim maaslar da yarin mi yatacak?
Vidic:
tabi ogluum, sabaha ali riza abinize gidip maaslarinizi alin. hatta sorun
bankada burda ali riza denen pezevenk varmis diye.
Ferdinand:
eheehe.
Kesinlikle
Türk insanının mantığı ve konuşma tarzını yadırgamıyorum ancak kabul etmemiz
gerekir ki aksan konusunda inanılmaz gerideyiz ve bu durum karşımızda ki
özellikle Avrupa deneyımı yaşamış yabancı oyuncları oldukça şaşırtmakta.Yazının
tamamını neredeyse EPL (İngiltere Premier League) ile kıyasladım gibi gözüksede
ekol olarak örnek alınabilecek tek ülke futbolu olduğunu düşünmekteyim.
Bize
kaliteli bir sinema filmi izler gibi futbol izlettiren lig. gerçekten premier,
gerçekten lig.Eskilerin deyimiyle, temaşa eyliyoruz efenim bünyesinde ki tüm
kulüplerin oyun tarzını.Futbol bir sanatsa premier league dünyanın en büyük
sanat atölyesidir.Seyirci ve taraftar kalibresi olarak farklı yönlerimiz
bulunsada ortak noktanın Futbol'a olan tutku olması birgün onlar gibi
olabileceğimizin umududur.
Yazımın
sonunda kurucumuz olan Ali Sami Yen'in kuruluş amacımızı açıklayan belki de
bütün yazının özetini anlatan o sözü yazmak gerekir ;
'' Maksadımız İngilizler
gibi toplu bir hâlde oynamak, bir renge ve bir isme mâlik olmak ve Türk olmayan
takımları yenmek. '' PS:Farklı yenersek tadına doyulmaz :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder